Psk. Dan. Enes Karaosmanoğlu
Psk. Dan. Enes Karaosmanoğlu
Psikolojik Danışmanım! Aile Danışmanıyım! Pedagogum! Akademik Danışmanım! Öğrenci Koçuyum!
Psk. Dan. Enes Karaosmanoğlu

Blog

Çocuğuma Nasıl Rehber Olmalıyım?

Çocuğuma Nasıl Rehber Olmalıyım?

 Anne-baba, okul konusunda çocuklarından daha hassas ve endişelidirler. Çocuğun okul başarısı ailenin tutumuyla yakından ilgilidir. Aileler, çocuklarının başarılı olması için şu noktalara dikkat etmelidirler: 

- Evinde huzurlu ve mutlu bir ortam içinde olan çocuklar daha başarılı olurlar. Anne- baba arasında çatışma ve geçimsizlik varsa çocuk sınıftaki faaliyetlere katılmaya istekli değildir. Çoğu zaman bu çocuklar evde yaşadıkları sorunları açıklayamazlar; öğretmen de onların dikkatsizliğini, iş birliği yapmamasını ve saldırganlığını tembellik olarak algılar. Bu yüzden de onların isteksiz olduğu düşüncesine kapılırlar. Bir örnek verecek olursak;‘’Mehmet daha önce başarılı ve saygılı bir öğrenciyken ders notları düşmüş, içe kapanmıştı. Ailesi incelendiğinde Mehmet’in babasıyla annesinin şiddetli tartışmalar yaşadığı görülmüştür. Evde yeni beliren bu huzursuz ortam Mehmet’i fazlasıyla etkiler, ders başarısını düşürür.’’
            Çocukların eğitim ve gelişimine destek olmak huzurlu ve sevgi dolu bir ortam oluşturmak için anne-baba çocukların yanında çatışmaya girmemeli, uyumlu bir ilişki kurmalı, çocuklarına sevgi ve güven vermelidir. Bunun içinde tutarlı ve adil olmaları çocuklarıyla doğrudan ve açık iletişimi benimsemeleri gerekir.
- Çalışmak için ortam hazırlamalıdırlar: Dikkati dağıtıcı şeylerden uzak, gerekli malzemeleri bulunduran kendine ait bir odası veya bir alanı olmalıdır.
- Anne-baba teşvikçi olmalıdır: Öğrenme tutkusu konusunda anne-baba iyi örnek oluşturmalıdır.
- Çocuktan beklentiler gerçekçi olmalıdır: Aile hataları ve başarısızlıkları yanlış cezalandırırsa ve eleştirirse bu doğru olmaz. Hele çocukları bir etikete mahrum bırakırsak veya başkalarıyla kıyaslarsak bu ters teper. Burada da bir örnek verirsek; ‘’Zeynep okulda ortalamanın üstünde başarı gösteren bir öğrencidir. Annesi Zeynep’i sınavlarda daha iyi bir derece alması için psikolog veya psikiyatriye götürmek istiyor. Çünkü Zeynep’in başarısı annesine yetersiz geliyor.’’ Hâlbuki her çocuğun kendine göre zeka seviyesi, yeteneği ve becerileri vardır. Biz aşırı zorlarsak bu onun başarısız ve mutsuz olmasına yol açacaktır. Tabi ki çocuk sevilmeli, yüreklendirilmeli, övülmeli, onaylanmalı, kapasitesine inandırılmalı olumlu ama kararlı davranılmalıdır.
- Başarılarını överken gerçekçi olmalıdır: Çocuklar ne zaman abartılı konuştuğumuzu iyi bilirler. Onun başarılarını, becerilerini ve yeteneklerini överken ebeveynler gerçekçi olmalıdır kolay başarıları abartmamalıdır. Çok çalıştığı ve başarılı olduğu zaman onu övmeli, cesaretlendirmelidir.
- Yanlış tutum ve söylenmelerden uzak olmalıdır: ‘’Kazanamazsan herkese rezil oluruz.’’ ‘’Bak komşunun çocuğu bile kazandı.’’ ‘’Bir işi beceremiyorsun.’’ Bu ve benzeri cümleler çocuğunuzun moralini bozar ve kaygı durumunun yerleşik bir hal almasına neden olur. Kaygı ve stres ise performansını düşürür, başarısını giderek azaltır.
            Çocuklarımızın başarılarını nasıl takdir edip sahipleniyorsak, başarısızlıklarını da sahiplenmeli ve onların yanında olmalıyız.
Sınav sonuçlarının açıklandığı bugünlerde çocuklarımızla birlikte, onların istekleri doğrultusunda bir yol haritası çizmeliyiz ve birlikte çizdiğimiz bu yolun en büyük destekçileri biz olmalıyız. Unutmayın ki hiçbir başarı ve başarısızlık tek başına ortaya çıkmaz…

Yorum Ekle